5 Mayıs 2019 Pazar

BU DA GEÇECEK


Bekliyordu onu bollukla dolu bir yıl,
Bütün kış yaptığı hazırlığın alacaktı karşılığını,
Bütün aile umut içindeydi,
Bir yıllık geçimleri olacaktı bu,
Bir dahaki yaza dek.
Çalışırlardı her gün geç saatlere kadar,
Umutlar yazaydı,
Toplama zamanınaydı.
Çocuklarına derdi hep:
‘Allah’ın izniyle bu yıl iyi kazanırsam,
Alacağım size birer bisiklet.
Hanım, sürpriz olsun seninki’
Günden güne gürleşip gelişmişti tarladaki ürünler,
Evin her yanını sarmıştı bereketin getireceği bir mutluluk,
Heyecan.
Her gün sevinçle bakardı tarlasına çayını yudumlarken.
Artık yaklaşıyordu hasat zamanı,
Tek korkusu vardı,
O da,
O da herkesin korktuğu yaz sağanaklarıydı.
Sıcak geçiyordu günler,
Sıcak demek dolu demekti,
Dolu ise felaketti,
Alıp götürmesiydi tüm emekleri,
Söndürmesiydi ocakları.
‘İnşallah’ diyordu,
Kazasız atlatırsak…

Hasat zamanına kalmamıştı on gün bile,
Bir sabah çok durgundu hava,
Bir bunaltıcı sıcak kaplamıştı ortalığı,
Ufukta yukarı doğru yükseliyordu bulut kümeleri,
Sezmişti havada bir tuhaflık olduğunu,
Yine de umutlanmak istemişti,
Yağsın, berekettir, yeter ki dolu olmasın.
Öğle üzeri toplanıyordu
Altı siyah, üstü beyaz, karnabahara benzeyen bulutlar,
Birleşiyordu her bir küme, diğer bir kümeyle,
Artık görünmez olmuştu güneş,
Öğle vakti bir akşam karanlığı kaplamaya başlamıştı ortalığı.
Daha bir kenetleniyordu gittikçe katman katman olan bulutlar.
Birden duyuldu bir gök gürültüsü,
Uzaklardan geliyordu.
Gözlerini ufka dikince gördü ki
Görünmüyordu karşıdaki dağlar,örtmüştü bir gri duvar dağları,
Yaklaşıyordu.
Siyah kat kat bulutların arkası örtülmüştü düz bir koyu griyle.
Durmadan inen yıldırımlara eşlik ediyordu gürlemeler.
Bir sisi andıran perde yaklaştıkça daha bir şiddetle gürlüyordu gök.
Hemen aldı içeriye çocukları,
Hanımı telaşla geldi yanına.
Göğe bakarken tek cümle döküldü ağzından:
‘Allah herkesin yardımcısı olsun’
Gri sis her tarafı örte örte yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı,
Aniden soğuk bir rüzgar vurmaya başladı her yerden,
O an iniverdi gökten iri taneli yağmurla beraber iri dolu taneleri
Koştular içeriye.
Sanki taşlıyorlardı evi,
Her yanda gümbürtülere eşlik ediyordu titreten gök gürültüleri.
Çocuklar sinmişti korkudan kanepenin yanına
Elleriyle kulaklarını kapatırken.
Kaç dakika sürdü bilinmez ama,
Bitti başladığı hızda.
Kaplanmıştı dışarısı beyaz bir örtüyle,
Yoktu artık yeşillikten eser.
Etrafa yayılmıştı ağaç dalları.
Hemen koştu tarlaya,
Beyaz örtü altında toprakla bileşmiş mahsule baktı,
Baktı, baktı…
Çöktü dizlerinin üzerinde doluyla örtülü tarlasına,
Elleri dizlerinin üstünde kalakaldı öylece,
Koştu geldi hanımı,
Yüzünde feryatla
Çöktü dizleri dibine eşinin,
Ellerini koydu ellerinin üzerine,
Eşinin titreyen ellerini sardı sıkıca,
Sardı…
Gözlerine baktı, ilk buluştukları gün nasılsa
Aynı öyle baktı.
Konuşmak istedi, boğazına takıldı kelimeler
Çıkmadı.
Titreyen dudaklarından titreyerek çıktı bir tek cümle:
‘Allah’ın izniyle bu da geçecek’


                Bedrettin DEMİRTAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

UYKU

Gece, uyku, düş ne güzel silinmiş gün, Gitmiş bu dünyaya ait olan ne varsa, Geceyi var etmenin vahşi bir tadı var ağzımda, İlerliy...