Sırnaşık hayaletler gibi sarıp sarmalar beni düşünceler,
Harap olmuş ağaç gövdesiyim kemirilirim gündüz gece.
Boz bulanık hayaller içinde kalırken yönü kestirilemeyen,
Çaresizliğin avuçlarındaki derin çizgilere hapsolmuş
tozun bezginliğinde geçer günler.
Kaderin üşüyen yaslı yollarına dönüşür umutlarım,
Yüreğini aynalarda
arayan yosma gibi durur avuntusuz.
Üzerime yağarken sağnak sağnak serseri acılar,
Zulüm denizinde boğulan gurbet suskuluğu olurum.
Kurutulmuş düşlerim düğümlenir boğazımda,
Gülüşümün gerisinde közlenir ayrılığın uslanmaz vızıltısı.
Ruhumun saflığını tel tel sarar kayıtsız sevdamın büyüsü,
Kaçmak isterken bir yanım sis peçeli gece güvercininden,
Bir yanımsa ona akar
gürül gürül aşkın çağlayanlarında.
İç geçirir dinginliğim matemler sunar bana telli duvaklı,
Terk edilmişliğin kırbacı haykırır yüzümde.
Azap girdaplarında çırpınır gönlümün kalıntıları,
Solan kalbin titrek hırıltılarına dönüşür hicranım.
Tenhalarda iz bırakan gecelerin solmuş resimlerine
dönüşür hüzün,
Arzuların meleksi yüzünün lanetinde vurgun yer düşlerim.
Renklerin dayanılmaz çekiciliğini siler karanlık,
Uzanırım boylu boyunca savrulur dağılırım,
Yuhalanmış akşamlarda üşüyen kedi olurum sokağa atılan.
Bedrettin DEMİRTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder