İçli bir kırlangıç olur süzülürdün sokakta,
Yaşamın katrana batmış hendeklerini aşmış gibi koşarken.
Çiçek çiçek büyürdü sevdamız tütsülenmiş akşamlarda.
Kendi çayımızda demlenirdik karmaşadan uzak.
Soluksuz yaşarmak isterdin hep suda süzülen kuğu gibi
Teselli aramazdık gamlı yüreklerimizden başka.
Katledilmiş hayatların dünyasında yaşardık,
Ustura ağzında başıbozuk günceydi zaman,
Direnirdik.
Mum ışığının
titrek aleviydi yüreğimiz,
Kaçardık,
Çalınmasın diye düşlerimiz, sazlıklarında saklanırdık su
perilerinin.
Korkular da büyürdü,
Çevreni saran köpük köpük elemlerden.
İşte karşındaydı yine,
Fütursuz gerçeklik,
‘İşe gitmem gerekiyor, mecburum’ derken.
Çalışırdın devasa makinelerin olduğu fabrikada,
Göndermek istemezdim seni korkardım,
Ürperti saradı her yanımı,
‘Gitme, bir gün alıp götürecek seni' derken.
Duyardım ara sıra makinelerin kaptığı kızları,
İki saniyelik haberlerde.
O an dünya taş taş yağardı üstüme.
Gece vardiyalarında çalışırken bölünürdü uykularım,
Ağır korkulara sürüklenirdim.
Yorgun uykusuz gözlerle gelirdin
Yatağına yatırır
saçlarını okşayarak ninnilerle uyuturdum seni.
İçinde hep yaralı kuş olurdu bir türlü iyileşmeyen,
Nedense yaşamdan çok ölüme yakındın hep.
Hissederdim sarıldığında akan yaşlardan.
Yırtıcı acılar kemirirdi seni durmadan,
Kayıp zamanların solgun tomurcuğuydun
Kendi yüreğine sürgün edilen.
Bedrettin DEMİRTAŞ
Bedrettin DEMİRTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder