Hep on altısında kalan S.T’nin anısına
Avcıların dünyasına açmıştı gözlerini,
Ağlarken bile siyah gözleriyle bakınırdı etrafa,
Anlamak ister gibi.
Önce annesi göçüp gitti,
Artık yoktu sığınacak bir kucak.
Baba için fazla mıydı
neydi?
Umursanmazdı pek.
Evin atılması gereken eşyalarından biriydi sanki.
Artık yabancılaşıyordu dünya,
Düşmanlaşıyordu her geçen gün,
İçindeki masalsı düşlere.
Anlatamıyordu artık etrafını saran karanlığı.
Daha da kemiriyordu onu,
Sığındığı her durak.
Sevmek mi?
Bedeninden faydalanıldığı kadardı gördüğü sevgi.
Bir çığlık büyüyordu içinde her geçen gün.
Duyulmuyordu,
Kulaklar tıkalı.
Görülmüyordu,
Gözler kapalı,
Hissetiremiyordu,
Başka yöne dönüyordu dünya.
Anlattı,
Onu kuşatan kötülüğü,
Resimlerde.
Atık bir uçurum kenarıydı hayat,
Akıyordu sonsuz karanlık bir uçuruma.
Karşı koydu son bir umutla,
Hırpalandı bedeni,
Yağmalandı.
Kaybolmuştu son düş de kirli ellerde.
Son kez yüksekten baktı hayata,
ilk ve son kez.
Bırakıverdi kendini,
Uçmayı öğrenmeye çalışan yavru kuşlar gibi.
Hiç bağırmadı,
Çığlık atmadı,
Son kez yandı canı,
Çarparken kaldırıma
Beden düşse de yere,
Yürek hiç düşmedi,
Gitti çok uzaklara; avcıların ulaşamayacağı yere.
Bedrettin DEMİRTAŞ
Bedrettin DEMİRTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder