Vaat
edilmiş hayallerle doğmayız hiçbirimiz,
Asla
sunulmaz bize renkli gül bahçeleri,
İçinde
pamuk pamuk dünyaların olduğu.
Ellerimizle
öğreniriz yaşamayı ağır aksak,
Umutlarımız
kağıt gemilerdir suda eriyecek olan,
Fazla
uzun sürmez gözlerin arzulu şarkılarının susması.
Aramak
zorunda kalırız kendimize bir kuytuluk,
Bitmeyen
hengamelerin ortasında.
Dökülüverir
bir anda avuçlarımızdan,
Sıkı
sıkıya tuttuğumuz hayallerimiz.
Başlarız
artık kendimizi kendimizde saklamaya,
İçimizde
oluşuverir bir anda küçük cam kürecikler,
Rüyalarda
dolaşan sevgilere dönüşür varlığımız.
İki
yanından yıkmışızdır köprüleri geçilmez yaparak,
Benliğimize sızan kör bencilliğe hapsolurken.
Benliğimize sızan kör bencilliğe hapsolurken.
Hayatın korsan
gemilerinde köle olmamaktır uğraşımız.
Köstebek
yuvasına dönen yaşantımızda unutuveririz,
Yaşanamaz
olduğunu tek kişilik dünyanın.
Hayat
bazen yanık yanık koksa da,
Ruhumuzu
dünyanın en karanlık bölgesine dönüştürse de,
Hiçbir
zaman bulamayız mutluluğu amansız ıssızlığımızda.
Kendimizi
ancak başka insanla var edebiliriz.
Aşkın
yarattığı fırtınadır çıplak gerçekliğimizi ortaya seren,
En
karanlık yanlarımızı ışıtır güneş gibi.
Tekdüze
zamanın zincirlerini koparıp attırır bir anda,
Fark
ettirir bize sevdanın acılarının da mutluluk olduğunu.
İstiridyenin
içindeki inciyi sabır sabır örmesi gibi
Kendimizi
yok ederiz sevgilide,
Kaynaşıp dönüşürüz onunla tek bir varlığa.
Bedrettin DEMİRTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder