21 Haziran 2019 Cuma

YOK OLUŞ



Bir hazin uğultu duyulur ağaçlar  arasından,
Kımıldanır durur yerde bir yaprak gibi döküntüler,
Ne çiçek toplayan kızlar,
Ne de koşturan çocuklar vardır ortalıkta.
Cenk izlerini silmeye çalışırken otlar,
Toprağa karıştırmaktadır,
Çürüyen yüzlerdeki son korkuyu.
Bir tek yazı kalmıştı yıkık duvarda:
'Bizi öldüren sınır'.


Bedrettin DEMİRTAŞ

20 Haziran 2019 Perşembe

YALAN



Kaç söz söylendi bu sokakta,
Kaç unutmalık yemin edildi,
Kaç dil yalan söyledi bile bile,
Kaç el birleşti ya da ayrıldı?
Kim bilir kaç kişi ağladı?
Şahitti her şeye bu kaldırım,
Asfalt yol, çınar ağacı, evler.
Şahitti balkondaki çiçekler,
Yalan sözlere.
Aldananlara şahitti güneş, gökyüzü,
Gecedeki ay ve yıldızlar,
Bir de kar ve yağmur.
Kaç mevsim geçse de silinmiyor,
Atamıyor üstünden yenilense de kaldırımlar,
Çekip gitse de bulutlar,
Aldatılmanın hüznünü.
Derler ki:
‘Dünya silmek için yalan sevdaların izini,
Kentleri yıkatır yağmurlarla.
Kaybolup gitsin diye hüzün,
Her bahar öncesi karla kaplatır kentlerin üstünü.’

    Bedrettin DEMİRTAŞ

UÇURUMDA



Soluk bir griye benziyordu hayatı,
Her yanda sis varken.
Görünmez oluyordu çoğu zaman,
Sesini duyurmak isterken.

Mutluluk mu o da neydi?
Sadece masallarda kalmıştı onun için,
Çocukluğun haylaz düşleri.
İşte şimdi karşındaydı,
Bütün zorbalığıyla zaman,
Kuşatmıştı  onu; ipi  boynunda tutarken.

Beyninde yankılanırdı o haykıran sesler,
Sarsardı büsbütün;
’Daha ne istiyorsun?’ derken.
Çok uzaklarda çırpınırdı umutlar,
Yüzüne tokadı yerken.
Birden akşam sarardı her yanı,
Baş öne eğilirken.


     Bedrettin DEMİRTAŞ

YABANCI



Sürekli bir kaçıştı hayatı,
Bilinmezdi çoğu zaman,
Sürekli olarak terk ettiğinden bir yerleri,
Olmazdı tanıklığı anlatacak kimse.
Bölük pörçüktü hikayeler,
Tamamlanamazdı hiçbir zaman.

Bir serüven değildi onunki,
Ardında hep bir hayalet dolaşır gibiydi.
Hep bekler, dururdu; gözler uzakları ararken,
Sanki bir şey çıkıp gelecek,
O an çözülecekti sır.

Arayış olabilirdi onun ki,
Binlerce yıldan beri aranan.
Düşünceler yapışmış gibiydi yakasına,
Konuşur dururlardı usanmadan.
Zaman onda kendini sınava çekmişti.

Bir gün sırtladı çantasını,
Öylece düştü yollara.
Çok zaman sonra anladım,
Anladım ama geç kalmıştım kendime.

Bedrettin DEMİRTAŞ

19 Haziran 2019 Çarşamba

ANLAMAK



En zor şeydir anlamak, bilmek,
İçeride yaşanan fırtınaları.
Neyi anlatır soluk bir yüz,
Donuk gözler,
Öylece geçip giderken yanı başımızdan.
Acaba kaç savaş kaybetti o narin yürek,
Kaç kere kahretti, kendine, bize,
Hayata dair ne varsa.
Her şeyi açıklayabilsek de,
Kalakalıyoruz öylece,
Anlamak olunca bir insanı.


Bedrettin DEMİRTAŞ

İŞ SAATİ



Gece henüz eşyalarını toplayıp gitmemişken başlar gürültü,
Her evde yankılanır o tiz ses,
Bedenin direnişi olur gözler,
Açılmak istemez o tatlı uyuşuklukta.
Bir telaştır başlar birden,
Kollar, ayaklar, zaman hızlanır sanki,
Yürek hep uykuludur,
Düşüncelerse karmaşık.
 Açılsa da her kapı aynı tarafa,
Düşler hep ters yönedir.
Bir sessizliktir terk edilen,
Alaca karanlığında yaşamın.
Güneş uzatacak olsa da az sonra başını,
Bir umut yeşertmez gözler.
Hayaller ertelenmiştir artık başka pazara.


                  Bedrettin DEMİRTAŞ

17 Haziran 2019 Pazartesi

YAZMAK



Yazmak bir akıştır zaman gibi karmaşık
Ya da basit.
Uymalı onun değişimine,
Önünde durulmamalı boş yere.
İncitmemeli sözcükleri,
Çalışmamalı olduğundan farklı göstermeye;
Can vermeli harflere,
Ses olmalı dillerine.

Yazmak  kalabalığın ortasına atmak değil onu,
Anlamsız seslerle yüklemek,
Boşluğa  sürüklemek hiç değil,
Bir nehre bırakmaktır onu, olduğu gibi;
Çarpa çarpa kıyılara,
Denizi bulsun diye.

Yazmak yaşamı anlatmaktır,
Yüzüne haykırmaktır iyinin, kötünün,
Korkunun, cesaretin.
Öyle buyruk kelimelerle,
Beklenti içine girerek,
İspatlamaya çalışarak değil bir şeyleri;
Bir suyu içer,
Bir kuşun kanadına tutunur gibi,
Dost olmaktır o canım sözcüklerle.

   Bedrettin DEMİRTAŞ

NEDİR AŞK?



Aşk eklemektir kalbine yeni kalp,
Gözlerine yeni göz,
Düşlerine yeni bir düş.
Dokunmaktır aşk,
Buluta, yağmura, suya;
En çok da bedenine sevdiğinin,
Hafif, ürkek, mavimsi.
Aynı yolda yürümektir aşk,
Aynı göğe bakmak,
Aynı güneşi istemektir.
Beklemektir aşk,
Pencerede, balkonda, yolda,
Gözleri dikip uzaklara,
Duygularını boylu boyunca yola sermektir..
Hissetmektir aşk,
Acıyı en derinden, hüznü;
Hıçkıra hıçkıra ağlamaktır,
Utanmadan, çekinmeden.
Bağırmaktır aşk,
Bir bütün olarak savrulmaktır,
Rüzgara açmak kendini,
Bir sele verip gitmektir.
Bağlanmaktır aşk,
Atmaktır kendini düşler denizine,
Kaybolmaktır.

Bedrettin DEMİRTAŞ

10 Haziran 2019 Pazartesi

HER GECE



Kaç mevsim, kaç bahar geçti sayamadım,
Daha yeniymiş gibi tazedir hatıran.
Her gün batımında gelir sesin,
Yırtılır yer gök, bir amansız ok deler geçer beni,
Karanlık saklar akan yaşları, vurur ellerim duvarlara,
Sarsılır tüm bedenim.
Gece her çöktüğünde ölürüm ben,
Birer birer  her gece.
Soğuk bir sis olur ruhum,
Çığlığın yankılanır kulaklarımda,
Dilsiz bırakır beni, çaresiz,
Tutulur ayaklarım, öylece kalakalırım,
Sesin alır götürür beni,
Ölüler diyarına,
Bir mezarlık olurum.
Ben her gece yavaş yavaş yok olurum.


       Bedrettin DEMİRTAŞ

ŞÜPHE


En sinsi, en acımasız duygudur şüphe,
Düşmanıdır en büyük sevgilerin bile,
Farkına bile varamadan sen,
Elma kurdu gibi yerleşir içine.
Kıpkırmızı görünür elma uzaktan,
Alımlıdır; alıp yiyesin gelir hemen.
Oysa kurt yiyip bitirmiştir içini,
Kalır  geriye elindeki kabuklar.


         Bedrettin DEMİRTAŞ

9 Haziran 2019 Pazar

BANA BİRAZ ZAMAN VER



Geldi çattı kapıya, bir türlü gitmez oldu,
Ah çekerim hiç bilmez, gözlerim görmez oldu.
Ne olurdu bekleseydin, benim için değil ki
Başımdaki sevdayı, nereye atarım ki.
Kaç kişiyi ayırdın, ah’ları hep arttırdın,
Geldin geldin gitmedin, yürekler parçalattın.
Ne yaparım şimdi ben, bu sevdanın elinden,
O bekler beni, bir yürek özleminden.
Böyle mi gidecektim, o yarin yanağına,
Daha elim değmeden, o güzel saçlarına,
Bindiriyorsun beni, tahtadan bir sandığa,
Kollarım açık kaldı, kapanmadı boşlukta.
Ne olurdu ey ölüm, bekleseydin az daha,
Başımdaki sevdaya, varabilsem bir defa,
Göğsünde son vereyim, canımı orda  feda,
Öyle al götür beni, soğuk kara toprağa.

                       Bedrettin DEMİRTAŞ

O


Artık uzaklarda kaldı o,
Elleri, yüzü, saçları,
Çok uzaklarda,
Görünmüyor

Bedrettin DEMİRTAŞ

ÇIĞLIK



Ağır mı ağır her şey,
Geliyor üstüme üstüme,
Hava boğuyor beni,
Boğazım tıkanıyor, eziliyor bütün bedenim,
Hangi yana kaçsam  boş,
Yakalıyor, bırakmıyor beni.
Bitsin artık, bitsin diyorum ne varsa,
Kararsın benim için,
Mavi gök, yeşil çayır, sarı güneş.
Fazla gelmeye başladı  hayat,
Her saniye, her dakika  zulüm,
Bir mezar olmuş dünya,
Toprak atmakta üstüme.
Yeter diyorum artık yeteeer!
Dayanamıyorum!


 Bedrettin DEMİRTAŞ

8 Haziran 2019 Cumartesi

AYNIYIZ



Yaşasak  da başka başka yerlerde,
Uzak, uzak denizler olsa da aramızda,
Çizilmiş olsa da her yerde sınırlar,
Aynı olmasa da gezdiğimiz sokaklar,
Bastığımız toprak,
Ayaklarımızı ıslatan nehir,
Gördüğümüz yüzler,
Hayallerimiz aynı.
Açlığımız, tokluğumuz aynı.
Aynıdır sevgiliye hasretimiz,
Yitirilene üzüntümüz aynı.
Ellerimiz açılması, sarılmamız,
Gözlerimizin gülüşü,
Rüyalarımız, kabuslarımız aynı.
Aynı yaşlar akar hepimizden sevinçte, üzüntüde.
Aynıysa yüzümüz, ayağımız, bedenimiz,
Dilimiz, dudağımız aynıysa,
Bu ayrılıklar neden?
Uyanırken aynı güne,
Yağmurlar aynı ıslatırken bizi,
Güneş aynı ısıtırken,,
Ayanıysa üstümüzdeki yıldızlar, gecemizdeki ay,
Aynı soğukta üşüyüp, aynı sıcakta terliyorsak,
Aynıysa  ağlamamız,
Gezegenimiz bile aynıysa,
Nasıl düşman oluruz birbirimize?

   Bedrettin DEMİRTAŞ

7 Haziran 2019 Cuma

BEN SENİNLE



Ben seninle ne yapmak istiyorum biliyor musun?
Koşmak istiyorum, elinden tutup koşmak,
Koşmak tüm dünyada,
Bir ağaç dikmek ya da sevmek bir kediyi sokakta,
Yardım etmek bir insana,
Ellerinden tutup bindirmek bir yaşlıyı otobüse,
Susuz kalmış bütün hayvanlara su vermek,
Bir bulutun peşinden gitmek,
Gökkuşağını bulmak için.
Ben seninle gökyüzüne bakmak istiyorum.
Kaymasını izlemek bir yıldızın,
Ay ışığında yön bulmasını izlemek bir kelebeğin.
Bir geminin güvertesinde yol göstermek istiyorum,
Aysız karanlık gecelerde.
Ben seninle bir sahilde izlemek istiyorum denizi,
Ellerimi değdirmek suya,
Ayak izimizi silsin diye arsız dalgalar,
Kumlara basmak istiyorum,
Ellerimiz kenetlenirken.
Ben seninle hissetmek  istiyorum,
Bizi, ikimizi,
Ellerimizi birleştiren şeyi anlamak.
Ben seninle yaşamak istiyorum.

   Bedrettin DEMİRTAŞ

BİLEMEDİM



Bilemedim.
Büyük bir ağrı saplandı yüreğime,
Çıkmadı.
Bir mengene oldu hüznün,
Sıkıştırdı, ezdi beni,
Her gözyaşın boğdu,
Boğdu hep acı verdi bedenime.
Sen uyurken yazdım.
Uyudun, düşlerde kurumuş gözyaşların çarptı,
Çarptı birer taş gibi göğsüme.
Ben saçlarını okşardım oysa, bilmezdin,
Taa uzaklardan.
Dokundum, ördüm saçlarını birer birer.
Neylerdim ki sensiz bu güneşi,
Toprağı, havayı ve suyu.
Nefes neden alırım ki sen yoksan eğer.
İşte böyle sevdim seni,
Sensizliği ölüm bilerek.
Kurumuş bir toprakta yeşermezse fidan,
Ateşte büyümezse ağaç,
Atmosferini yitirince  yaşamazsa dünya,
Ben de sensiz yaşayamazdım.
Beden ne işe yarar sevgili sarmazsa onu,
Ne işe yarar dil konuşmazsa seni,
Ben ne işe yararım sevemezsem seni.
İşte böyle yaralı meleğim,
Benim kanatlarımsın,
Seninle uçabilirim sadece.

Bedrettin DEMİRTAŞ

6 Haziran 2019 Perşembe

UZAK DÜŞ ÜLKESİNDE


                                            
Düş ülkesine uyandı hayallerimiz.
Avuçlarımızda minik papatya taneleri,
Sunmak içindi saçlarına.
Biliyorum saçlarından yüreğime aktı
Beyazlığın.
Teninde değil ruhunu kaplayan o yüce duygudaydı sihir,
Alıp götüren bizi düş ülkesine.
Seni alıp gidemezdim henüz,
Ellerim havada asılı kaldı.
Bir kor gibi eridi yüreğim,
Özlemin beni sonsuz hülyalara saldı.
Bir papatya tanesiydi umutlarımız,
Çok ama çok uzaklardan getirdi bana,
Hissettim bir anda yüreğinden akan ılık esintiyi,
Sardı çepeçevre beni uzak düş ülkesinden.
Yasak bir sevda mıydı,
Yoksa bir haykırış mıydı?
Sözler söylemek istedim sana,
Sustum, söyleyemedim.
Taa uzaklardan ellerin sardı beni,
Sardı, ben sende erittim kendimi,
Sende, uzak düş ülkesinde.
Bazen  öyle yakınsın  ki, uzansam tutacağım seni,
Ellerinden tutup koşacağım,
Koşacağım,
Varacağım seninle,
Uzak düş ülkesine.


 Bedrettin DEMİRTAŞ

UYKU

Gece, uyku, düş ne güzel silinmiş gün, Gitmiş bu dünyaya ait olan ne varsa, Geceyi var etmenin vahşi bir tadı var ağzımda, İlerliy...